İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Prof. Dr. Fulya Atacan ile “Mısır’da Güncel Toplumsal Hareketler

Tarih: 07 Mart 2019

UNIVERSUS ekibi tarafından, Agora Ortadoğu Etütleri’nin önceki programının hatırlatılmasıyla yapılan açılışın ardından sözü konuk konuşmacı Fulya Atacan almıştır.

Mısır’da 2011 Halk Ayaklanmasından sekiz yıl sonra ayaklanmaya neden olan başlıca faktörlerin varlığını sürdürdüğünü ya da yeniden ortaya çıktığını belirten Atacan şunlara dikkat çekmiştir:

  • Ekonomik sorunlar (işsizlik, yoksulluk) sürüyor. 2011 sonrasında kurulan ve kurumsallaşmaya başlamış olan sendikaların hepsi kapatıldı.
  • Şiddet iktidarı Mübarek’i aratacak şekilde pekişmiş durumda. Politik değişim umudu sıfıra yakın. Siyasi baskılar en üst düzeyde. Müslüman Kardeşler’den ya da sol, liberal görüşlerden tutuklular ve mahkumlar cezaevlerindeki işkenceyi duruşmalarda ifşa ediyor. Mısır gibi bir toplumda bir erkeğin türlü işkencelere uğradığını ilan etmesi basit bir olay değildir. İşkence ve idamlarla topluma korku yayılıyor.
  • Devlet başkanlığı süresi 4 yıldan 6 yıla uzatılmaya ve bu yolla Sisi’ye 6 yıllık bir dönem için yeniden aday olma yolu açılmaya çalışılıyor. Ordunun görevleri arasına demokrasiyi ve sivil yaşamı (laiklik referansıyla) korumak da ekleniyor. Bu değişiklikler referanduma sunulacak ancak “hayır” kampanyası yürütmek pek mümkün değil. Tahrir Meydanı’na hayır pankartı ile çıkan biri gözaltında kaybedildi.

Tüm bu şiddet iktidarı Sisi’nin de korktuğunun göstergesi. Ayaklanma potansiyeli mevcut ancak sisi “bir kez daha Tahrir tekrar etmeyecek” diyerek olası bir ayaklanmayı şiddetle bastırmakta kararlı olacağını ilan ediyor. Çocuklara kadar uzanan gözaltılar, işkenceler, idamlar bunun delili.

İdam edilen 9 Mısırlı, Sisi rejiminin ilk ya da son idamları değil; ancak genç olmaları nedeniyle uluslararası kamuoyunda daha fazla yankı buldu. Yargılandıkları davada suikast ile suçlandıkları başsavcı Hişam Berekat’ın kızı dahi sosyal medyada “babamın katili bu insanlar değil” diye açıklama yapmışken idam edilenlerin –ki çoğu Müslüman Kardeşler mensubu değil- o suçu işlediklerini söylemek için elimizde hiçbir veri yok. Bütün ifadeler işkence altında alındı. Mahkumlar duruşmada işkenceyi, “o koşullarda Enver Sadat’ı da ben öldürdüm, diyebilirdim” sözleriyle ifşa ettiler. Öte yandan bu siyasi atmosferde selefi örgütlenme de Sina’da varlığını sürdürüyor.

Mısır’da bugün siyasi bir tartışma yapılamaz durumda. Sesini çıkaran içeri alınıyor, ancak Mısır’da yaşanacak bir ilerleme, demokratikleşme hareketi de mutlaka Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı etkileyecektir. Mısır entelijansiyası tarih boyunca politik tartışmalara öncülük etmiştir. Cumhuriyet fikri de en önce Kahire’de tartışılmıştı.

Agora’nın son bölümünde katılımcıların soruları ile devam edilmiştir. Bu bağlamda Mısır yönetiminin totaliter anlayışının Ortadoğu üzerinde örnek olup olmayacağı tartışılmıştır. Neoliberal merkezileşme bağlamı etrafında şiddet ve baskının artışının yönetimsel olarak geleceği üzerine fikir alışverişi yapılmıştır. Tartışmalar ışığında Türkiye’nin geleceği üzerine görüş alış verişi yapılarak Agora tamamlanmıştır. 

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir