Koronavirüs Feminizm İçin Bir Felakettir
Helen Lewis
Bu yazının orijinali 19 Mart 2020’de The Atlantic‘te “The Coronavirus is a Disaster for Feminism” başlığıyla yayımlanmıştır.
Çeviren: Begüm Üstün
Pandemiler, erkekleri ve kadınları farklı şekilde etkiler.
Artık yeter. İnsanlar sosyal mesafe ve evde çalışma hakkında neşeli olmaya çabalarken, -altını çizmek gerek, William Shakespeare ve Isaac Newton en iyi işlerinden birkaçını İngiltere vebadan kasıp kavrulurken yapmışlardır- bütün bunlara verilecek apaçık bir cevap vardır: İkisinin de çocuk bakımı gibi bir sorumluluğu yoktu.
Shakespeare, kariyerinin çoğunu tiyatroların bulunduğu Londra’da geçirirken, ailesi Stratford-upon-Avon’da yaşıyordu. Oyun yazarı, 1606 vebası sırasında salgından kurtulduğu için şanslıydı -ev sahibesi salgın zirvedeyken öldü- eşi ve iki yetişkin kızı Warwickshire kırsalında güvenle yaşadı. Bu arada, Newton hiç evlenmedi ya da çocuk sahibi olmadı. 1665-1666 yıllarındaki Büyük Veba Salgını’nın bitişini, ailesinin İngiltere’nin doğusundaki konağında sonuna kadar bekledi ve yetişkin hayatının büyük bir bölümünü, yemek ve temizlik işlerinin üniversite tarafından sağlandığı Cambridge Üniversitesi’nde akademisyen olarak geçirdi.
Bulaşıcı bir hastalık salgınının bakım sorumlulukları olanlara Kral Lear’ı yazmak veya optik teorisi geliştirmek için zaman vermesi pek olası değildir. Bir pandemi mevcut bütün eşitsizlikleri büyütür (politikacılar böyle anlarda, bu ani krizden başka bir şey hakkında konuşmanın zamanı olmadığında ısrar etseler bile). Beyaz-yakalı bir işte evden çalışmak daha kolaydır; maaşlı ve ayrıcalıklı çalışanlar daha iyi korunacaktır; gönüllü tecrit geniş bir evde, sıkışık bir apartman dairesine kıyasla daha az külfetlidir. Ancak koronavirüsün en çarpıcı etkilerinden biri birçok çifti 1950’lere geri göndermesi olacak. Kadınların bağımsızlığı dünya çapında pandeminin sessiz bir kurbanı olacak.
Koronavirüs sadece fiziksel bir hastalık olarak kadınları daha az etkiliyormuş gibi görünüyor. Ancak son birkaç gün içinde, pandemi hakkındaki konuşmalar genişledi: Biz sadece bir halk sağlığı krizinden değil, aynı zamanda bir ekonomik krizden de sağ çıkmaya çalışıyoruz. Normal yaşamın büyük bir bölümü üç ay ya da daha uzun bir süre süreyle askıya alındığından, iş kayıpları kaçınılmazdır. Aynı zamanda, okulların kapanması ve hane halkı tecridi, çocuk bakım işini -hemşire, öğretmen, bebek bakıcısı- ücretli ekonomiden ücretsize doğru taşımaktadır. Koronavirüs gelişmiş dünyada çok sayıda iki gelirli çiftin yaptığı pazarlığı bozguna uğratmıştır: İkimiz de çalışabiliriz, çünkü başka biri çocuklarımıza bakıyor. Bunun yerine, çiftler kimin darbe alacağına karar vermek zorunda kalacak.
Birçok böbürlenme hikayesi bu pandemi ilgilidir. En çileden çıkaranlarının arasında Batı’nın tarihten ders çıkaramaması gelmektedir: 2014’te üç Afrika ülkesinde Ebola krizi; 2015-2016’da Zika [virüsü]; ve son zamanlarda SARS, domuz gribi ve kuş gribi salgınları. Bu olayları inceleyen akademisyenler, bu vakaların toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinde derin ve uzun soluklu etkileri olduğunu buldular. Simon Fraser Üniversitesi’nden bir sağlık politikası araştırmacısı olan Julia Smith, bu ay New York Times gazetesine “herkesin geliri Batı Afrika’daki Ebola salgınından etkilendi, ancak erkeklerin geliri, salgın başlamadan önceki seviyesine kadınların gelirinden daha hızlı döndü.” dedi. Londra Ekonomi Okulu’nda küresel sağlık politikası profesörü olan Clare Wenham, bir salgının çarpık etkilerinin yıllarca sürebileceğini söyledi. “Ayrıca [Ebola salgını sırasında] çocukluk dönemi aşı oranlarının düştüğünü gördük.” Daha sonra bu çocuklar önlenebilir hastalıklara yakalandıklarında, anneleri işten izin almak zorunda kaldılar.
Bireysel düzeyde, önümüzdeki birkaç ay boyunca birçok çiftin seçimleri mükemmel bir ekonomik anlam kazanacaktır. Pandemiye yakalanan hastaların neye ihtiyacı var? Bakıma. Kendini tecrit eden yaşlı insanların neye ihtiyacı var? Bakıma. Okul yerine evde tutulan çocukların neye ihtiyacı var? Bakıma. Bütün bu bakım işleri -bu ödenmemiş bakım emeği-, işgücünün mevcut yapısı nedeniyle kadınlara daha ağır bir yük binecektir. “Bu sadece bakım rollerini üstlenen kadınların toplumsal normları ile ilgili değil; aynı zamanda pratiklerle de ilgili” diyen Wenham ekledi: “Kim daha az ücretli? Kim esnekliğe sahip?”
İngiliz Hükümeti’nin rakamlarına göre, çalışan kadınların yüzde 40’ı, yarı zamanlı işlerde çalışır, erkeklerin ise yüzde 13’ü. Heteroseksüel ilişkilerde, kadınların daha düşük kazananlar olma olasılığı daha yüksektir; yani aksamalar ortaya çıktığında onların işleri daha düşük bir öncelik olarak kabul edilir. Ve bu aksamalar haftalar yerine aylar sürebilir. Bazı kadınların ömürleri boyunca, kazançları asla iyileşmeyecek. Birçok baba okullar kapalıyken şüphesiz elinden geleni yapacak ancak bu evrensel olmayacak.
“Çift vardiya” olgusu, 20. yüzyılda kadınların iş gücüne kitlesel katılımlarına rağmen hâlâ sürmektedir. Dünya çapında kadınlar -iş sahibi olanlar da dâhil olmak üzere- erkek partnerlerinden daha fazla ev işi yapmaktadırlar ve dolayısıyla onlara göre daha az boş zamana sahiptirler. Felaket durumlarında stok alışverişi yapanlarla ilgili karikatürler bile gıda alışverişi gibi ev işlerinin öncelikli olarak kadınlar tarafından omuzlandığını kabul etmektedir. Koronavirüs krizi hakkında en popüler tweetlerden biri “Ben kovid-19’dan korkmuyorum, ama korkutucu olan insanlardaki sağduyu eksikliği” şeklindedir. “Gerçekten markete gidip, ailesini beslemek zorunda olanlar için korkuyorum ama Susan ve Karen otuz yıl yetecek kadar stokladılar.” Bu şaka sadece “Susan” ve “Karen” için yapılabilir – Susan ve Karen daha çok banliyö annelerini temsil eden isimlerdir- çünkü Mike ve Steve’in ilgilenmediği ev yönetiminden sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.
Etrafınıza bakın ve çiftlerin bu ekstra ödenmemiş emeği bölmek için nasıl zor kararlar aldıklarını göreceksiniz. Wenham’ı aradığımda, iki çocukla kendini tecrit ediyordu; o ve kocası iki saatlik çocuk bakımı ve ücretli iş vardıyaları arasında nöbetleşiyorlardı. Bu bir çözüm; diğerleri için ise [iş] bölümü eski düzen boyunca devam edecektir. Çift gelirli eşler aniden kendilerini büyükanne ve büyükbabaları gibi yaşarken bulacaktır, biri ev kadını (homemaker) ve diğeri aile reisi (breadwinner). “Eşim acil serviste bir doktor ve bilfiil koronavirüs hastalarını tedavi ediyor. Hastaları tedavi etmeye devam ederken, öngörülebilir bir gelecek için garaj dairemize taşınması ve kendini tecrit etmesi konusunda zor bir karar aldık.” diye yazdı üç haftalık bir bebeği ve iki küçük çocuğu olan Emory Üniversitesi epidemiyoloğu Rachel Patzer ve ekledi: “Ben evde çocuklarım ve kucakta tutulmazsa çığlık atan yeni bir bebekle çalışırken, eşimin ve ailemin sağlığı konusunda endişeliyim.”
Çocuğunu tek başına büyüten ebeveynler daha zor kararlarla karşı karşıya: Okullar kapalıyken kazanç ve bakım nasıl dengelenir? Kimse taze pişmiş bir akşam yemeğine ve yeni yıkanmış çocuklara dönen 1950’lerin ideal babasına karşı nostaljik olmamalı, ki o zamanda bile birçok aile böyle değildi. Bugün İngiltere’de, ailelerin dörtte biri tek ebeveynli ve bunların yüzde 90’ından fazlası kadın. Okulların kapanması onların hayatlarını daha da zorlaştırıyor.
Ebola salgınından alınan diğer dersler de aynı şekilde keskin ve benzerdi, belki daha küçük olsa da, etkileri bu kriz boyunca gelişmiş dünyada görülecektir. Okulların kapanması kız çocuklarını eğitimden ayrıldığı için birçoğunun yaşam fırsatlarını etkiledi (çocuk yaşta hamilelik oranlarındaki artış bu eğilimi daha da kötüleştirdi). Ev içi ve cinsel şiddet arttı. Ve kaynaklar başka yerlere yönlendirildiği için birçok kadın doğum esnasında yaşamını yitirdi. Ebola krizi sırasında araştırmacı olarak Batı Afrika’ya seyahat eden Wenham “Sağlık sistemlerinde bozulma var, her şey salgına doğru gidiyor.” dedi. “Önceliği olmayan şeyler iptal edilmeli. Bunun anne ölümleri veya doğum kontrolüne erişim üzerinde etkisi olabilir.” Amerika Birleşik Devletleri zaten diğer zengin ülkelerle karşılaştırıldığında bu alanda korkunç istatistiklere sahip ve siyah kadınların beyaz kadınlara oranla doğum esnasında ölme olasılıkları iki kat daha fazladır.
Wenham için Ebola’dan en kötü etkilenen ülkelerden biri olan Sierra Leone’nin en çarpıcı istatistiği 2013’ten 2016’ya kadar salgın esansında, kadınlar bulaşıcı hastalıktan daha çok doğumla ilgili komplikasyonlar yüzünden yaşamını yitirdiğini gösteriyor. Ancak bu ölümler, modern ekonominin işlettiği fark edilmeyen bakım emeği gibi, bir salgının yarattığı acil sorunlardan daha az dikkat çekiyor. Bu ölümler hafife alınıyor. Caroline Criado Perez Invisible Women adlı kitabında Zika ve Ebola salgınları döneminde 15.000’den fazlası hakem incelemesinden geçmiş 29 milyon makalenin, ancak yüzde 1’inden azının salgınların toplumsal cinsiyete dayalı etkisini araştırdığını belirtti. Wenham şu ana kadar koronavirüs salgını ile ilgili toplumsal cinsiyet analizi bulamadı; o ve iki ortak yazar sorunu araştırmak ve bu boşluğu doldurmak için adım attılar.
Ebola ve Zika salgınlarından elde ettiğimiz bulgular şu anki yansımaya ilişkin bilgi vermelidir. Sahada çalışanlar hem zengin hem de yoksul ülkelerde tecrit dönemlerinde ev içi şiddet oranlarının yükselmesini bekliyorlar. Stres, alkol tüketimi ve mali zorluklar ev içi şiddet için tetikleyici olarak kabul edilir ve dünya çapında uygulanan karantina önlemleri üçünü de artıracaktır. İngiliz Kadın Yardım Derneği yaptığı açıklamada “Sosyal mesafenin ve gönüllü tecridin failler tarafından zorlama ve kontrol etme aracı olarak kullanılacağından ve güvenlik ve destek yollarını kapatacağından endişe duyduğunu” söyledi.
Konuştuklarım da dâhil olmak üzere araştırmacılar, bunun gibi bulgular hala küresel salgınlara toplumsal cinsiyet açısından tarafsız bir yaklaşım benimseyen politika yapıcılara ulaşmadığı için hayal kırıklığına uğradılar. Ayrıca, gelecek için yararlı olacak yüksek nitelikli veri toplama fırsatlarının kaçırıldığından endişe ediyorlar. Örneğin, koronavirüs benzeri virüslerin hamile kadınları nasıl etkilediği konusunda çok az bilgiye sahibiz -dolayısıyla mevcut kriz esnasındaki tavsiyeler çelişkili- ya da Küresel Kalkınma Merkezi’nde kıdemli bir politika görevlisi olan Susannah Hares’e göre, okulların ne zaman yeniden açılması gerektiğine dair bir model oluşturmak için yeterli veri var.
Biz bu hatayı bir daha yapmamalıyız. Şu an hayal etmek korkunç olsa da, gelecekte küresel salgınlar kaçınılmazdır ve toplumsal cinsiyetin bir yan sorun olduğunu iddia etme cazibesine, yani gerçek krizin üzerindeki dikkatin dağılması eleştirisine, direnmek gerekir. Şimdi yaptıklarımız, gelecekteki salgınlarda milyonlarca kadın ya da genç kızın hayatını etkileyecektir.
Koronavirüs krizi küresel, uzun ömürlü, ekonomik ve bununla birlikte tıbbi bir kriz olacaktır. Ancak, bu aynı zamanda bir fırsat da sunuyor. Bu [koronavirüs salgını], cinsiyet (sex) ve toplumsal cinsiyet (gender) farklılıklarının kaydedildiği ve araştırmacılar ve politika yapıcılar tarafından dikkate alındığı ilk salgın olabilir. Politikacılar, çocuk bakımı ve yaşlı bakımının vatandaşlar -daha çok kadınlar- tarafından “emildiğini” ve etkili bir şekilde ücretli ekonomiye büyük bir sübvansiyon sağladığını varsaymışlardır. Bu küresel salgın bize bu çarpıklığın gerçek ölçeğini hatırlatmalıdır.
Wenham, çocuk bakımının acilen sağlanmasını, küçük işletme sahipleri için ekonomik güvenliği ve ailelere doğrudan ödenen mali teşviki desteklemektedir. Ancak umutlu değil; çünkü deneyimleri hükümetlerin çok kısa vadeli politika üreticileri ve aksiyon alıcıları olduğunu göstermektedir. “Aslında şu anda yaşanan her şey tahmin edildi, değil mi?” dedi bana. “Kolektif bir akademik grup olarak, Çin’den bir salgının ortaya çıkacağını biliyorduk. Böylece küreselleşmenin hastalığı nasıl yayacağını, finansal sistemleri felce uğratacağını biliyorduk ve harcanacak yığınla paranın yönetim planı yoktu (…) Bütün bunları biliyorduk ve [bizi] dinlemediler. Peki neden kadınlar hakkındaki bir şeyleri dinlesinler ki?”
İlk yorum yapan siz olun