İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrupa Feminist Çalışma Grubu: “FEMİNİZM ŞİMDİ! Beşinci Bölüm: Bakım, Sağlık ve Diğer Sektörler: Feminist Bir Sınıf Mücadelesi”| Çeviri: Fethiye Beşir-İletmiş

Avrupa Feminist Çalışma Grubu[i]

05.05.2020

Çeviri: Fethiye Beşir-İletmiş

Orijinal Metin: https://www.rosalux.de/en/news/id/42140/feminism-now

Bakım ve üreme işlerinin değerinin düşürülmesi ve orantısız bir şekilde kadınlaştırılmış ve ırksallaştırılmış bu sektörlerdeki işçilerin sömürülmesi kapitalist ekonominin çekirdeğini oluşturuyor ve bunlar çoğu kişi için günlük deneyimler. Ancak şimdi bu işlerin toplumun etkin işleyişindeki merkezi önemde oldukları kabul edilmekte ama ihtiyacımız olan şey hem sosyal hem de finansal açıdan kriz döneminin ötesine geçen kalıcı bir değerbilirlik. Bu işçiler şimdi önemli oldularsa, emeklerine neden geleneksel olarak bu kadar az değer biçildi?

Avrupa’da çapında, sağlık ve bakım sektörleri oldukça kadınlaştırılmış durumda. Kadınlar* ve hastanelerde yaşlılar, çocuklar ve hasta insanlarla resmi bakım sektörü aracılığıyla ilgilenenler – ki bu sektörlerde genellikle en düşük maaşlı rolleri de üstleniyorlar – görevlerini durdurmadılar. Salgın sırasında, vardiyaları ve görevleri iki katına çıktı ve sürekli enfeksiyon riski altındalar. Onları korumak, sadece uygun kişisel koruyucu ekipman (KKD) sağlamayı değil, aynı zamanda sağlık sektörünü daha fazla özelleştirmeye karşı korumayı da gerektiriyor. Güçlü bir kamu sektörü, küresel Kuzey ve Güney’de insanların geleceğini korumanın ve garanti etmenin tek sağlam yolu. Sağlık ve bakım sektörleri ticari bir iş değil; toplumun ve ona dahil olan tüm insanların iyiliği için en önemli şey.

Kayıtlı veya kayıt dışı, toplumsal ve ekonomik altyapımızı oluşturan hizmetler salgın sırasında yaşamın devamının sağlanmasında ve korunmasında vazgeçilmez olarak ortaya çıkıyor. Bunlar arasında, onlarla sınırlı olmamakla birlikte, gaz, elektrik ve su hizmetleri, gıda ve temel malların sağlanması, posta hizmeti, kanalizasyon ve atıkların toplama dahil temel temizlik işleri, ofislerin, hastanelerin, okulların, süpermarketlerin ve diğer ortakların alanların temizlenmesi bulunuyor. Bu hizmetleri veren işçiler ön cephede ve büyük baskı altında. Belgesi veya işçi hakları olmayanlar; tarım sektöründe plastik çatılar altında veya büyük şehirlerde kalabalık ve düşük nitelikli konutlarda yaşayanlar; işe gitmek için toplu taşıma araçlarını kullanan göçmen kökenli renkli kadınlar*, hepsi de tehlikelerle karşı karşıya. Ayrıca, yıllardır evlerinde çocuklara, yaşlılara ve tüm ailelere uygun bir iş sözleşmesi olmadan bakanlar da unutulmamalı. Genellikle kadınlar * tarafından yapılan ücretsiz ev işleri, bu zor koşullar altında daha zahmetli hale geliyor. Bu çalışanların haklarının, güvenliklerinin ve iyi çalışma koşullarının garanti altına alınması en öncelikli konu olmalıdır.

Belli emek türlerinin değerinin düşmesinden ve ev ve bakım işlerinin görünmez hale getirilmesinden en çok etkilenen kesim olan kadınları* merkezine koyan bir sınıf mücadelesini zorlamalıyız. Çalışmasalar şu anda hayatta kalmamızın mümkün olmadığı kadınların* kıymetlerinin takdir edilmesinden kaynağını alan bir sınıf mücadelesi. Feminist sınıf mücadelesi, bakım hizmetlerinin önce gelmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak yalnızca kriz sırasında bu hizmetlerin ve bu emeğin toplumumuzun temel direğini nasıl oluşturduğunu, yapısal olarak bu kadar uzun süre görmezden geldikten sonra takdir etmek ikiyüzlüce. Ön saflardaki tüm bu kadınlar* artık geride bırakılmamalılar. Topluma katkıları, halkın gündelik ihtiyaçlarından kaynaklandığı için yaşamı sürdürmek adına finansal piyasalardan çok daha önemli. Tekrar başımızı diğer yana çevirmemeli, kadınlara* gerçekten hak ettikleri önemi ve itibarı vermeliyiz. Acil önerilerimiz şunları içeriyor:

  • Bakım ve üreme işleri ulusal ve küresel ekonomiler tarafından tanınmalı ve değerleri verilmeli,
  • Bakım ve üreme işlerini toplumsallaştırmak için toplumun sosyal dönüşümü ve derinden yeniden yapılanması
  • Sağlık ve bakım hizmetleri kamu tarafından finanse edilmeli. Kilit sektörlerin ve hayati hizmetlerin özelleştirilmesi gelecekte durdurulmalı ve yasaklanmalı
  • Sağlık, üreme ve ev işlerinde, çalışma hakları, onurlu çalışma koşulları ve geçimlik ücret garanti edilmeli ve arttırılmalı
  • İşçilerin bakımı çalışma haklarının ayrılmaz bir parçası olmalı (ücretli hastalık izinleri ve ek serbest günler, ücretli ruh sağlığı izni, işçilere ücretsiz danışmanlık, dört günlük çalışma haftası)
  • Kadınların* ve marjinal bireylerin veya toplulukların işyerlerinde ve sendikalardaki politik faaliyetlerini azaltan şiddet, taciz ve diğer istismar biçimlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini
  • İşyerleri, sendikalar ve siyasi örgütler, fazladan baskı ve dışlanmayı önlemek için stratejiler, protokoller ve mekanizmalar geliştirmeli.

[i] Bu Feminist Manifesto Roza Lüksemburg Vakfı’nın Avrupa Feminist Çalışma Grubu’nun üyeleri tarafından yazıldı. Belçika, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Yunanistan, Polonya, Rusya, İspanya, İngiltere ve Ukrayna’da, Avrupa’nın her yerinde yaşıyoruz ve çalışıyoruz.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir