Akademik araştırmaların, toplumsal sorunlara dair söz söylemek yerine puan toplamak, yayın yapmış olmak ya da burs/fon bulabilmek için tasarlandığı neoliberal bir akademi dünyasında, derdinin ve merakının peşinden giden genç akademisyenler için en büyük sorunlardan biri, ürettikleri yayınları yayımlayabilecekleri özgür bir mecra bulabilmek. Türkiye’de gerek dergi ve gazeteler gerek akademik yayınlar büyük bir baskı, sansür ve otosansürle mücadele etmek zorunda. Devletin ve sermayenin çıkarları doğrultusunda olmayan fikirler, yayımlanacak mecra bulunamadıkça sosyal medyanın işlevsiz tartışma ortamlarına sıkışarak yankı odalarında kaybolup gidiyor. İşte bu sorunları derinden yaşayan Universus akademisyenleri olarak özgür bir mecraya ihtiyaç duyduğumuza, araştırma ve tartışmalarımızın gündelik yayınlarda kaybolup gitmesine izin vermememiz gerektiğine ve bu sorunu yaşayan diğer araştırmacı/akademisyen/yazarlar için bir mecra yaratabileceğimize karar verdik. Versus Dergi, bu arzunun bir sonucu olarak doğdu.
Yayın politikamız, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, sınıfsal/kültürel/etnik farklara dayalı her türlü ayrımcılığa karşı özgür ve özgün yayınlara yer vererek sağlıklı ve “çabuk tüketilmeyen” bir tartışma ortamı sağlayabilmek üzerine kurulu. Bu doğrultuda, akademik kurumlarla bağı olsun olmasın, Türkiye’nin herhangi bir yerinde, toplumsal meseleleri dert edinen ve bu merakla yola çıkarak araştıran, tartışan, yazan herkesin katkıda bulunabileceği; sosyal bilimleri akademik duvarların dışına taşıma gayesindeki Versus’un ilk sayısını okurla buluşturmaktan çok mutluyuz.”
İlk yorum yapan siz olun